e-Safe Zirveleri

Siber uzay var oldukça, siber güvenlikte var olacaktır. e-Safe Ulusal Güvenlik Etkinlikleri olarak, Siber Güvenlik ve Kişisel Verileri Koruma Sektörlerinin paydaşları olan; üreticiler, satıcılar, kamu, üniversite ve STK’ları bir araya getirerek sektörün sağlıklı gelişmesine katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda e-Safe, yerel sorunlara odaklanmış bir Ulusal Güvenlik Etkinlikleri platformudur.

Herkesin siber güvenlik farkındalığı edinmesi gerekiyor


Herkesin siber güvenlik farkındalığı edinmesi gerekiyor

Her yıl düzenlenen e-Safe Siber Güvenlik Zirvesi’nin 9’uncusu BTK’nın (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) Ankara Merkez Binası’nda 7 Kasım 2024 tarihinde düzenlendi.

Zirvenin açılış konuşmasını yapan e-Safe Kurucusu Musa Savaş, “Biz e-Safe’leri yaparken her ne kadar özel sektör kuruluşu olsak da ticari kaygılardan ziyade siber güvenlik konusunda ülkemizdeki insanlarımıza farkındalık kazandırmanın peşinde olduk. Onun peşinde olmaya da devam edeceğiz. Bu etkinliklerden oldukça yüklü içerikler çıkarıyoruz ve bunları ücretsiz bir şekilde tüm insanlarımızla paylaşıyoruz. Biz sürdürülebilirliğin peşinde olduğumuz için gün geçtikçe daha da büyüyoruz. Türkiye’nin en büyük siber güvenlik zirvesini yaptığımızı düşünüyoruz” dedi.

Zirve Başkanı Özge Evci Eralp ise, “Siber güvenlik her geçen gün daha fazla ihtiyacımız olan bir alan ve bu alanda çok daha fazla siber güvenlik uzmanı yetişmesi gerekiyor. Ama bu tek başına yeterli değil. Çünkü her sektörden ve her meslekten herkesin siber güvenlik farkındalığı edinmesi ve belirli seviyede bilgi sahibi olması gerekiyor. İşte bizde bu noktada siber güvenli farkındalığını geliştirmek üzere yola çıktık ve 9’uncu e-Safe Siber Güvenlik Zirvesini düzenliyoruz” şeklinde konuştu.

Turkcell Siber Güvenlik Direktörü Dr. Emin İslam Tatlı, “İlk defa kötü amaçlı geliştirilen Rabbit isimli bir virüs 1974 yılında geliştiriliyor. Bu tarihten itibaren aslında güvenlik kavramı bir yolculuğa çıkıyor. 1970’li yıllarda daha çok bilgisayar güvenliğini konuşuyoruz. Daha sonra ağ teknolojileri gelişiyor. Bilgisayar güvenliği kavramı ağ güvenliğine doğru bir gelişim gösteriyor. Zamanla yazılım teknolojileri, veri tabanı teknolojileri gelişiyor. Bilgileri toplamaya ve paylaşmaya başlıyoruz. Dolayısıyla buradaki kavram bilgi güvenliği kavramına dönüşüyor. 2010 yılında hepimizin bildiği Stuknet vakası var. Bu vaka ile birlikte siber güvenliği konuşmaya başlıyoruz. Siber güvenliği konuşurken hep şöyle bir algı oluyor; biz öyle bir sistem kurmalıyız ki hiçbir vaka yaşamamalıyız. Fakat böyle bir dünyanın olmadığını fark ediyoruz. Burada özellikle bazı kurumların sistemlerine sızılmış olsa bile bunu fark etmedikleri bir takım vakaları da yaşıyoruz. Bu durumda da karşımıza siber dayanıklılık kavramı çıkıyor. 2020 yılında ise siber güvenlik kaynaklı ilk ölüm vakası yaşanıyor. Almanya’da bir hastaneye yapılan siber saldırı neticesinde hastanın biri ameliyata alınamıyor ve başka bir hastaneye sevk edilirken yolda hayatını kaybediyor. Çok yakında ise Lübnan’daki çağrı cihazlarına paravan bir şirket kullanılarak gerçekleştirilen manipülasyonlar neticesinde cihazlar patlatılarak onlarca insanın ne yazık ki hayatına mâl oldu. Geldiğimiz nokta şudur ki: Siber güvenlik eşittir toplum güvenliği. Yani biz artık siber güvenliğe bakarken bunun insanın canına kadar kastedecek durumda olduğunu görmek durumundayız” ifadelerine yer verdi.

Türk Telekom Siber Güvenlik Direktörü Mahmut Küçük, “Dijitalleşme ve siber güvenlik aslında birbirinden ayrılmayan iki unsur. Dijitalleşmenin artık ulus devletlerin yapılarını dijital ortamlara, hizmetlerini dijitale dönüştürdü. Paranın basımından cebimizde dijitale çevrilmesine, hizmetlerin artık kamu görevlileri eliyle yapılmak yerine dijital ortamlarda kodlanan programlarla yapıldığı bir dünyaya gidiyoruz. Dolayısıyla hepimiz artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğumuz gibi, sosyal medyadaki kendi kullanıcı hesabımızla açtığımız bir uygulamanın da vatandaşıyız. Burada her bir uygulamanın bir ülke olduğunu düşünün. Bu konsepte baktığımız zaman her birimiz farklı yerlere farklı şekilde bilgi ve iz bırakıyoruz. Bunların kritikliği ve önemi eğer devletler tarafından yeterince algılanamaz ve yeterince yatırım yapılamazsa vatandaşlarımızı kaptırdığımız o uygulamalar bizim değil başkalarının oluyor. Yani bu alana mümkün olduğunca fazla yatırım yapmamız gerekiyor” dedi.

BTK Başkanı Ömer Abdullah Karaözoğlu, “’Bir insanın bir insana verebileceği en güzel ve en kıymetli hazine güvendir’ ifadesi artık sadece insan ilişkilerinde değil, dijital ortamda da büyük bir önem arz ediyor. Vatandaşlarımıza, kurum ve kuruluşlarımıza güvenli bir ortam sunabilmek için bizler kurum olarak var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Siber uzayın beşinci savaş alanı olarak görülmesiyle birlikte siber güvenlik alanındaki ihtiyaçların yerli ve milli olarak karşılanması zorunluluk haline geldi. Bu nedenle siber güvenlik konusunda ve kritik altyapılarda şebekelerde kullanılan yazılım ve donanımların yerliliği ve milliği için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Hep dile getirdiğimiz gibi üretmediğimiz yazılım ve donanımların güvenliğinden tam anlamıyla emin olamayız” şeklinde konuştu.

VİDEO: 832
BAŞLIK: Herkesin Siber Güvenlik Farkındalığı Edinmesi Gerekiyor
ETKİNLİK: 9. e-Safe Siber Güvenlik Zirvesi
TARİH: 7 Kasım 2024, Perşembe
YER: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Binası – Ankara